top of page
Yazarın fotoğrafıDr. Hilayda Karakök

Kuru ve hassas cilt / Deri Bakım Pratikleri Ders-4

Güncelleme tarihi: 1 Mar 2021

Bedenlerimizin bazı bölgeleri doğal olarak daha kuru, diğer bölgeleri ise yapısal olarak daha yağlıdır. Bedenimizin büst diye adlandırabileceğim kısmı, saçlı deri yüz ense, omuzlar, gerdan ve iki kürek kemiğinin arasına tekabül eden bölüm bedenin geri kalan kısımlarından daha yağlıdır. Derinin yağını üreten bezlere sebase bezler denir. Sebase bezlerin sebum olarak adlandırılan salgısı kıl follikullerine açılır. Hem kılın uzaması esnasında kayganlığını sağlar hem de sebase içerik derinin üzerine kıl follikullerinin deriye açıldığı deliklerden çıkarak yayılır.


Sebumun içeriği, trigliserid ve yağ esterleri, balmumu esterleri, skualen ve kolesterolden oluşur. İçerikteki tüm bileşenler yağın farklı kimyasal türevleridir. Burada bir önemli nokta balmumudur. Balmumunun içeriğinde yağ bulunur ancak farklı bileşenleri de vardır.


Daha önceki derste balmumu ile yağ karıştırıldığında elde edilen merhemden bahsetmiştim. Bizler de kendi ellerimizle merhem yapabilmek için yağı belli bir sıcaklığa benmari usulu getirir ve balmumunun erimesini sağlarız. Bu şekilde ortaya çıkan merhem derinin yüzeyine kolaylıkla uygulanabilir. Sebum da merheme benzer bir yapıdadır. Balmumu ve yağlardan oluşur böylece yağ gibi akıp gitmez, deride kalıcılığı yüksektir ve kapatıcı etkinlik sağlar.


Bedenlerimizin sıvı içeriği son derece yüksektir. 37 derece sıcaklıkta bol sıvılı bir beden, yüzeyinden normalde sürekli nem kaybederek kurur. Yanık gibi derinin haraplandığı durumlarda geniş alanlar etkilendi ise etkilenen bireylerin ilk ve en önemli olarak yaşadığı sorunlardan biri sıvı kaybıdır. Deri sıvının beden içerisinde kalmasını organize eder. Bunu hücreler arası sıkı bağlarla yapar ancak hücre içindeki nemin dışarı kaçmasını engelleyen önemli bir mekanizma da derinin üzerini kaplayan sebum tabakadır. Düşünün ki 37 derece sıcaklıkta bir suyunuz var, onun buharlaşmasını istemiyorsanız üzerine yağ dökebilirsiniz. Bizim de bedenlerimiz yağı benzer olarak koruyucu amaçla kullanmıştır.


Bu yağ eğer deri üzerinden uzaklaşırsa deri hızla nem kaybeder. Yağ uzaklaştığı zaman deri, epidermis ve dermisten nem kaybeder, epidermis ve dermis haraplanırsa deri bedeni oluşturan suyu kaybeder. Burada derinin bileşenindeki suyun kaybını konuşuyoruz.


Derinin üzerini kaplayan yağın koruyucu etkinliğini yitimesi birkaç mekanizma ile ortaya çıkar.

Balmumu ve katılaşma derecesi düşük olan (kolesterol) gibi yağ içerikleri, soğukta kolayca katılaşır ve parçalanır. Bu da derinin üzerinde parçalı yapıda, yarıkları olan donmuş ve kapatıcı etkinliğini yitirmiş bir yağ oluşmasına neden olur. Soğuk ve esintili havalarda derimizin kurumasının mekanizması budur. Yağ tabakanın arasındaki çatlaklardan dışarıya kolayca su kaçısı olmaktadır.


Sıcak su ile banyo yapıldığında deri üzerindeki balmumu ve yağların akışkanlığı artar ve akışkan olan yağ suyun basınç etkisi ile daha kolay uzaklaşabilir. Normalde suyun deri üzerinde aşındırıcı etkisi son derece azdır. Basınçlı ise veya içeriğinde klor gibi aşındırıcılık yapan bileşenler varsa su aşındırıcı hal alır. Yağ tabaka aşındığında deri nem kaybeder ve kurur. Kuruduğunda ilk hissettiğimiz kaşınma hissidir. Kaşınan deriye nemlendirici uygulamak derinin nemlenmesini sağlayacaktır.


Derideki sebumun içeriği ve kalitesi nasıl beslendiğimizden de çok etkilenir. Sebumun içeriğindeki seramidleri sentezleyebilmek için bedenin sağlıklı bir miktarda omega 3-6-9 tüketmesi gerekir. Aynı zamanda tükettiği zararlı yağların da miktarının az olması gerekir.


Bedenin sebum sentezlemesi ve yağlarla ilgili içerik ve denge hormonlardan çok etkilenir. Örneğin bedenin ritmini ayarlayan hormonlardan tiroid hormonları veya stres-inflamasyonla ilişkili olan hormon kortizol dengesi bozulduğunda, sebum içeriği bozulur. İnsulin dengesinde bozulma varsa yağ dengesi etkileneceği için sebum içeriği de bozulur.


Sebumun içeriğindeki bozulmalar çeşitli deri hastalıklarına sebebiyet verir. Örneğin mantarlar sebumun içerisinde yaşarlar, sebum dengesi bozulduğunda bazı mantar hastalıklarına yakalnma ihtimali çok artar. Sebumun içeriğinde sağlıklı yağ yoksa, inflamasyon tetiklenir ve akne, seboreik dermatit gibi bazı hastalıklar ortaya çıkabilir.


Derinin alt tabakasını döşeyen kan damar ağları yüzeye daha yakın yerleşim gösteriyorsa, sebumun akışkanlığı artar. Akışkanlık arttığında yağın koruyucu ve kapatıcı etkisi azalacağı için derinin nem kaybetme ihtimali de artacaktır. Rozasea gibi hastalıklarda cildin kolayca kuruması bu nedenledir.


Bazı yapısal deri hastalıklarında ( atopik dermatit gibi) sebumun içeriği ile ilgili bazı bileşenlerin sentezlenmesinde bozukluk vardır. Bu durumlarda deri kolayca nem kaybeder ve kurur.


Derinin fiziksel veya kimyasal olan temizliklerinde yüzeydeki sebum aşınır. Özellikle deterjanlar yağ çözücü etkinlikler gösterirler. Derinin üst tabakasını kaplayan sebumu ciddi ölçüde tahriler ve uzaklaştırırlar. Derinin doğru şekilde temizlenmesinde bu aşındırıcıları sağlıklı miktarda kullanmak önemlidir.


Pandemide artan el yıkama alışkanlıkları ve dezenfektan kullanımı sağlıklı miktarların kimi zaman üzerine çıkabilmektedir. Böyle durumlarda sebum aşındığı için deri hızla kurur. Aşırı derecede kuruma gerçekleşirse deride inflamasyon çok artar. Bu durumda dermatit (ekzema) ortaya çıkar.


Deriyi nemlendirmenin yolları-1:


Deriyi nemlendirmenin birkaç iyi bilinen yolu vardır. Birincisi derinin kaybettiği sebumu yerine koymak. Bu noktada farklı kıvamda nemlendiriciler kullanılabilir. Nemlendiricleri kullanırken genel olarak uygulama alanlarını taklit ederiz.


Yüz yanaklar ve alın bölgesinde daha akışkan, balmumu ve kıvam oluşturucu içeriği daha düşük olan bir sebum tabakası bulunur. Bu bölgelere yaptığımız uygulamada da bu nedenle daha akışkan, süt formunda nemlendiriciler kullanılırız.

Bedenin çoğu alanındaki deriyi kaplayan sebum krem formuna benzerlik gösterir ve bu nedenle bu alanlara uyguladığımız nemlendiriciler de krem formundadir.


El sırtı gibi daha kaba alanlar ve aşırı derecede kurumuş kaşımaktan kalınlaşmış deri alanlarında da merhem formunun kullanılması daha uygun bir yaklaşım olacaktır.


Deriyi nemlendirmenin yolları-2:

Kapatıcılığı arttırmak


Balmumu içeriğini arttırmak veya kapatıcı etkisi daha yüksek olan ajanları tercih etmek sebumun etkisinin taklit ederek sıvının deriden kaçışını engeller. Sebum bunu doğal olarak balmumu esterleri ve yağ ile yapar. Yapay yöntemler sıvı petrolatum (vazelin formları) kullanarak bunu gerçekleştirmektir. Petrol ürünü olması nedeni ile kullanımından uzak durmayı öneririm.


Biz petrol ürünü olan vazelin ve benzerlerini, deriye ilaç emdirmek istediğimizde kapatıcı olarak reçete ederiz. Bazı gece kremleri de göz çevresini gece okluze eder, böylece uyurken su kaybedip buruşmasını engeller.


Derinin nem dengesi görünümün güzelliğine etkisi büyüktür. Bir meyvenin kabuğunu düşünün eğer meyve nemini yitirirse kabuk daha kırışık görünür. Cildi döşeyen hücreler de nemlerini yitirirse deri yüzeyinde bir sürü mikro kırışıklık meydana gelir. Bu da ışığın yansımasını çeşitli ölçülerde kırdığı için daha düzensiz ve kırışık olarak algılamamıza yol açar. El sırtında bu etkiyi kolayca gözleyebiliriz. Özellikle kış aylarında el sırtı kuru iken çok daha kırışık görünür. Nemlendirici uygulamayı izleyen dakikalarda sanki kırışıklıklar azalmış gibi görünür.


Peki kurumuş deriye temizleme önerelim mi?


Kurumuş deriye temizleyiciler uygulanabilir ancak tahriş edici etkinlikleri son derece az olan ürünler tercih edilmeli ve uygulama oldukça seyrek yapılmalıdır. Örneğin salisilik asit gibi yüksek derecede tahriş ediciliği olan ajanlar yerine glikolik asit gibi ürünler kullanılabilir.


Temizleme ve nemlendirme ürünlerinin doğası anlaşıldıkça tercih etme dönemlerine de karar verme yetkinliği artacaktır.


Nemlendirici özellik gösteren yağlar, yağ esterleri, alkoller konusu ile devam edeceğiz.



86 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Mavi ve Sarı Kedi Hayvan ve Evcil Hayvalar Logo (200 x 1500 px) (1500 x 200 px) (1).png
bottom of page