Hayat Eve Sığar diyorlar. Ev çünkü her zamanki anlamını taşıyor her birimiz için. Unutulan anlamını: Güvenli sığınak.
Evlerimiz güvenli sığınak mı hakikaten? Öyle tabi, kapıyı kapadığımızda içeride kendimizi güvende hissediyorsak öyle. Ama ev benim için daha derin ve kalabalık anlamlar içeriyor. Misal kendimi güvende hissedebilmem için benim doğada olmam gerekiyor. Doğada olduğumda, evim doğanın bir parçası olduğunda yani ben huzurlu ve güvende hissediyorum. Çünkü doğa bizden büyük. Karmaşık, dönüyor. Dönüşüyor. Bugüne gereğinden fazla odaklanamıyorum, dertlerim ufalıyor ben doğaya baktığımda. Hem de doğanın bir ritmi var, o sene misal domates vermiyorsa hiç bolca salatalık veriyor. Başka şeyler veriyor. Doyuruyor.
Beni cezbeden şöyle bir söz var: "Home is where, love resides, where memories are created, friends are always welcome and laughter never ends." ( Ev içinde sevgiyi barındıran, anıların yaratıldığı, arkadaşların her zaman hoşbulduğu ve kahkahanın hiç itmediği yerdir). Yani ev mekan olmaktan öte anlamlar taşıyor. Güvende, sıcak, sevdiklerimizi içeren, neşe ve bağlılık içeren..." İçinde hayal kurabildiğimiz bir yer. Belki bu nedenden mi acaba bu günlerde hazır yapılmış evler varken herkes kendi evini kendi elleri ile inşa etmek istiyor?
Başka neler içermeli ev? İçine hayatı sığdırabilmek için neler içermeli? Sonraki bir zamanda daha geniş tartışacağım ama şimdilik panik olalım: Salgının ağırlaştığı günler bizi bekliyor!
"Hayat Eve Sığar" mı hakikaten?
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için sifaokulu.org sitesine abone olun.