top of page

Deri ne işe yarar?

Yazarın fotoğrafı: Dr. Hilayda KarakökDr. Hilayda Karakök

Güncelleme tarihi: 1 Mar 2021



Deri içinde yaşadığımız evdir. Nasıl ki ekşi mayalı ekmeğin veya peynirin kokusu bize içeriğindeki yapı konusunda bilgi verir, deri de bizim biyolojimiz hakkında bilgiler verir. İşlevi öncelikle bizi korumaktır, canlılığımız içerimizdeki sıvı ortama bağlıdır, sıvıyı içeri hapseder.


Derinin rengi:


Saygı duyduğum araştırmacılardan biri olan James Lovelock, Gaia hipotezinde Dünya'nın yaşayan bir canlı olduğunu iddia eder. Tüm aklım ve kalbimle katılıyorum. Biz insanlar da tıpkı Dünya üzerinde dağılan diğer canlılar gibi, onun bir canlı parçasıyız. Bu nedenle benzer örüntüler gösteriyoruz. Kutuplarda güneş ışınları daha eğik düşüyor yer yüzüne. Güneş bitkiler kadar hayvanların da enerji kaynağıdır. Güneşle metabolizmamız için oldukça önemli olan D vitaminini sentezleriz. Nasıl ki kutuplarda yaşayan hayvanlar daha açık tenlilerse kutuplara yakın coğrafyalarda yaşayan insanlar da daha açık tenlidirler. Ekvatora yaklaştıkça ten koyulaşır ve güneş ışınlarının en dik açı ile geldiği coğrafyalarda hem beden yüzey alanları küçülür (çöl tilkilerini düşünün ve pigmeleri) hem de ten rengi koyulaşır. Bu sıcaklık, tem ve yüksek enerjili güneş ışınları ile başa çıkabilmek için geliştirilmiş bir mekanizmadır.


Normalinde ten rengimize uyumlu coğrafyalarda yaşarız. Ancak 1500'lü yıllarda gelişen teknoloji ile Dünya üzerinde seyahat artmış, 1800'lerde ivmelenen büyük göçler günümüzde son derece sürat kazanmıştır. Kitlelerin derileri ile uyumsuz güneş alanlarına göç etmelerinin neticelerini günümüzde görüyoruz. Ultraviyole endeksi yüksek olan Avusturalya ve Güney Afrika'da yaşayan sarı ırk Tüm Dünya'da en sık deri kanseri geliştiren topluluk. Kanser geliştirme yaşları 10'lu yaşlara çekilmiş durumda.


Tabii güneşle ilişkimiz sadece sarı ırkın güneşli coğrafyalara yerleşmesi ile sınırlı değil. Esmer tenli insanlar da son yüzyıllarda gittikçe kuzeye göç ediyorlar ve bu nedenle D vitamini seviyelerinde ciddi düşüklükler gözleniyor. İnsanoğlunun Dünya üzerindeki hikayesi göçlerle başlıyor. Göçlerimizin biyolojimize etkisi oluyor.


D vitamini sağlığın pekişmesi ve sürdürülmesinde son derece önemli. Sentezlenmesinde kalın barsak, deri, böbrekler gibi pek çok organ işlev gösteriyor. Beslenme de D vitamini seviyesini optimize etmekte oldukça önemli. Vitamin D hem kas ve iskelet sisteminde hem de beden biyolojisinin hemen her kısmında oldukça önemli bir aktif madde.


Size önce eskilerden bir soruyu hatırlatmak istiyorum. Benim lisemde son derece idealist ve zeki öğretmenlerim vardı, bizlere inanırlardı. Geleceğin liderleri olduğumuzu söylerler bu nedenle büyük sorulara cevap bulmamızı isterlerdi. O dönem magazinde de sıkça sorulan bir soruyu sormuşlardı bize, klon koyun doly neden beklenenin yarısı kadar yaşayıp öldü. Acaba klonlandığı yaşta mı doğmuştu? Bu soru benim de merakımı son derece cezbetmişti o dönem!


Şimdi başka araştırmalardan bahsedeceğim, sonra bu sorunun cevabını vereceğim. Geçtiğimiz senelerde büyük bir araştırma sonuçlandı. İç mekanlarda yaşamanın beklenen yaşam süresi üzerine etkisine bakılmıştı. Araştırmacılar hayretle açıkladılar. İç mekanlarda yaşamak yaşam süremizi kısaltıyor. Bunun D vitamini ile ilişkisi olduğu aşikar ancak başkaca da pek çok mekanizma işin içine giriyor.


İşte koyun Dolly'nin de neden kısa yaşadığının sırrı buradaymış aslında. İç mekanlarda yaşayan hayvanlar beklenenin yarısı kadar yaşarlar. Üstelik klon Dolly akciğer kanseri geliştirmiş ve romatoid artritten dolayı da rahat hareket edemiyormuş. Demek genetik yatkınlığımız olsa da, nispeten daha sağlıklı yaşıyorsak sergilemiyoruz, kapalı kaldığımızda ve fazlaca biyolojimize müdahale edildiğinde yatkınlığımız olan hastalıkları daha çok sergiliyoruz demek ki!


Güneş hem faydalı hem de zararlı dedik. Onun huyunu, kendi huyumuzu bilmeli ona göre tavır almalıyız. Güneşte yanmak, bronzlaşmak bir dönem güzellik algısı için oldukça popülerdi. Şimdi tüm yaşam süresince güzellik hedefleyenler için asla önerilmiyor. Güneşin yanık oluşturacak denli fazlaca tenimize değmesi foto yaşlanma denilen bir hızlanmış yaşlanmayı tetikliyor. Lekelenmeler de oluşturabiliyor.


Tıbbi literatür kadınların özellikle annelerine benzer yaşlandığını göstermiş. Bu nedenle annelerimizin teni bizler için kılavuz olabilir. Yaşıtlarından erken yaşlanma bulguları varsa ve lekelenmeler varsa annelerimiz tenlerine fazlaca gelen güneşe maruz kalmış olabilirler. Aynı tonda ise ten rengimiz ve benzer coğrafyada isek bu bize yol gösterebilir. Güneş dengesini iyi ayarlamak önemli.


Sağlıklı bir beden ve ten için her gün güneş görmek, dış mekanlarda zaman geçirmek önemli. Güneşe fazlaca maruz kaldıysak eğer, folik asitten zengin gıdalarla beslenmeliyiz. Bunlar baklagiller ve koyu yeşşil yapraklı sebzeler, portakal, muz, limon bir de ekmek.


Güneş altındayken yanık olmaması önemli olan husus. Yeterli güneş aldıktan sonra gölgeye çekilmek en sağlıklı çözüm, mümkün değilse güneş koruyucular kullanılabilir. Tabii ki öncelik şapka ve uzun kollu kıyafetlerle veya gölgeye çekilerek korunmak. Tenimize süreceğimiz güneş koruyuculardan çinko oksitle hazırlananlar güvenli olmakla birlikte kozmetik sonuçları iyi değil. Tende bembeyaz kalıyor. İyi tasarımlı olanlar arasında yan etki riskleri iyi çalışılmış olan ürünler var. Eğer güneşe maruz kalacaksak ve gölgeye çekilmeyeceksek, ten rengimiz o güneşte yanık oluşturacak derecede açıksa, o zaman koruma faktörü en az 30 olan bir ürün tercih etmeliyiz.


Eğer tenimizde fotoyaşlanma etkileri halihazırda mevcutsa a vitamini türevi içeren gece kremleri yatmadan evvel uygulanabilir. Sabah yıkanıp temizlendikten sonra bolca nemlendirici uygulanmalıdır.



İnsanı Farklı Kılan Nedir?


İnsan, tüysüz deri tasarımına ilave olarak bolca ter bezi içeriyor. Başka hiçbir canlıda bizim kadar bol ter bezi bulunmuyor. Bu da insanı diğer canlılardan daha üstün kılıyor bir yönden: çok etkili bir soğutma mekanizmamız var. Bu uzun süreli koşularda bolca terleyebilmemiz nedeni ile hafif tempoda uzun mesafeler koşabilmemiz anlamına geliyor. Yani uzun mesafeleri koşmakta biz en iyisiyiz.


Bunu okurken lütfen kasları erimiş ve sandalye üzerinde oturmaktan temel yeteneklerinin çoğunu köreltmiş günümüz sıradan insanını düşünmeyin. Bedenlerimiz müthiş donanımlı ancak kullan veya kaybet ilkesi ile çalışıyor. Antremanlı maraton koşucuları, uzun mesafeleri aşmakta atlardan daha iyiler. İnsan dayanıklılık koşucusu olarak tasarlanmış bir bedene sahip. Güncel antropologlar iki ayak üzerinde duran ve bedenini aktif olarak kullanan insanın, bunun için özelleşmiş büyük bir beyni olduğunu düşünüyorlar. Beynimizin alt kısmı en basit denge hareketlerini yaparken aynı anda yüzlerce kası çalıştırırken başka yüzlerce kasa da dur emri veriyor. Bunu yapabilmemiz sayesinde hafıza yeteneği kazanmışız, beyinlerimiz büyümüş ve akıllı insanlar haline dönmüşüz diye düşünüyor antropologlar. Nitekim günümüzde oldukça sık görülen bunama ile ilişkili hastalıklarda pek çok mekanizma konuşuluyor. Bu karmaşık mekanizmaların yanında bir başka bilinen daha var. Gözlerini kapatarak 5 saniye tek ayak üzerinde dengede kalamayan insanların Alzheimer a yakalanma ihtimali son derece yüksek. Bir de günde 15 dakika fiziksel egzersiz yapmak kişiyi Alzheimer dan, günde 1,5 saat okumaktan daha etkili bir şekilde koruyor. İşte ekolojik yaklaşım burada ön plana çıkıyor. Tasarlanışa uygun bir şekilde kullanılırsa beden, yani deri terletilirse sporla, beyin de yaşlanmıyor, bunamıyor.


Hayvanların böyle soğutma sistemleri yok çoğunun. Atların çatlamaları denilen mevzu bununla alakalı. Beyin son derece ısıya duyarlı bir organ. Eğer beyne sıcak kan giderse, işlevini yitiriyor. O nedenle bizim bedenlerimiz beyne kanın giriş noktası olan kafatasının alt kısmı etrafında çok terler. Boyun çevresi ense ve kürek kemiklerinin arası kısımları düşünün.


Deri, derialtı doku ve deri altı yağ tabakası, alttaki kaslarla son derece ilişkilidir ve sıkı paketlenmesi bu ilişkilerin etkili kullanılması ile mümkündür. Eğer kasları kullanıp ısıyı deriye göndermiyorsak deride selülit gibi düzensiz görünüm oluşabilir. Bunun üstesinden gelmenin en iyi yolu düzenli egzersiz ve terlemedir. Kozmetik işlemlerde deri altındaki doku ısıtılarak bu işlev taklit edilmeye çalışılır.

117 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Mavi ve Sarı Kedi Hayvan ve Evcil Hayvalar Logo (200 x 1500 px) (1500 x 200 px) (1).png
bottom of page